Patent Vekilliği Mesleği

Türkiye’de 551 sayılı KHK Md. 171’in Avrupa Patent Sözleşmesi Md. 133(2) ile paralellik arz ettiği görülmektedir. Yani Türk bir başvuru sahibi Türk patent başvurusunu kendisi yapabilmektedir.

Patent vekili tutmanın yasal olarak zorunlu olup olmadığı farklı hukuki sistemler altında değişken olarak cevap bulan bir konudur. Mesela başvuru sahibi eğer Avrupa patent sözleşmesi üyesi ülkelerden birisinde oturan veya iş yeri bulunan birisi değilse (Md. 133(2)) bir Avrupa patent vekili tutması gerekir (zorunludur). Türkiye Avrupa patent sözleşmesi imzacısı olduğuna göre bir başvuru sahibi kendi başına kendi Avrupa başvurusunu yapabilir bir Avrupa patent vekili olmaksızın. Bu şarta uymayan bir kimse -örneğin Çin’de yer alan bir firma- kendisi sadece başvuruyu yapabilir, ancak hemen ardından EPO yani Avrupa Patent Ofisi bir Avrupa patent vekili tutmasını talep eder. Zira EPC Yönetmelik Md. 50(3)’e göre başvuru sonrası sunulan her belge imzalanmalıdır ve bu imza ya başvuru sahibinin kendisi ya da vekilince atılabilir (Md. 133(2)). Söz konusu örnekteki işletme eğer Türkiye’de yer alan bir firma olsaydı devamında da bir çalışanını temsil için yetkilendirebilirdi (Md. 133(3)).

PCT başvurusunda kabul ofisi olarak EPO seçilmiş ise Türkiye Avrupa Patent Sözleşmesi üyesi bir ülke olduğu için patent vekili tutulması zorunlu değildir. Ancak bir vekil tutulursa bile bu vekilin Avrupa patent vekili olması zorunlu değildir (PCT Başvuru Rehberi, EPO-EK C). Böylece bir Türk patent vekili müşterisi adına PCT başvurusu gerçekleştirebilir.

Kabul ofisi olarak Türk Patent Enstitüsü’nü (TPE) kullanarak vekil kullanmaksızın Uluslararası Patent Başvurusu gerçekleştirmek mümkündür. Eğer başvuru sahibi Türkiye menşeli değil ise TPE’yi kabul ofisi olarak kullanabilmek için ise bir Türk patent vekili tutması zorunludur (PCT Başvuru Rehberi, TR-EK C).

Vekil tutmak ister bir Avrupa patent başvurusu, ister PCT (Uluslararası Patent Başvurusu) veya Türk başvurusu olsun yasal bir zorunluluk değildir. Ancak patent vekili tutmanın hangi legal sistemler altında hangi koşullara bağlı olduğunun açıklanmaya çalışıldığı diğer sorulara ve yanıtlarına bakılırsa bir patent vekili tutmanın yasal bir gerek olup olmadığını belirlemek için bile birden fazla hukuki metne başvurmak gerekmektedir.

Patent vekili tutmanın yasal olarak şart olduğu durumları bir yana bırakıp tavsiye konusu olup olmadığına dair bir değerlendirme yapabilmek adına Avrupa Patent Ofisi İnceleme kılavuzuna (A-VIII, 1.1) başvurulursa, “kimsenin patent vekili tutmaya zorlanamayacağı” ifadesi ile karşılaşılmaktadır.

PCT altındaki işlemlerde WIPO (Dünya Fikri Haklar Teşkilatı) tarafından hazırlanmış ‘Başvuru Kılavuzu I’ içerisinde Bölüm 5.041, vekil tutmak zorunlu olmasa bile başvuru sahiplerine önemle tavsiye edilir ifadesine yer vermektedir.

Patent vekili tutmak başvurunun başarısı açısından son derece önemlidir çünkü mevcut teknik ve hukuki alanda danışmanlık hizmeti satın alınması hata riskini azaltacaktır. Patent tescil prosedürü hem teknik hem de hukuki ihtisas gerektirdiğinden bir başvurunun hazırlanması, teknik özelliklerinin bir buluşu başvuru sahibine en geniş korumayı sağlayacak kadar geniş ama bilinen teknikten ayrışacak kadar da dar olarak şekillendirilmesi, resmi ofisler ve potansiyel itiraz sahipleri karşısında savunulması için teknik ve tüm prosedürel adımlarda takip ve hukuki hak kayıplarına mahal vermeksizin süreç yönetimi konusunda hukuki ehliyet sahibi bir patent vekiline emanet edilmelidir.

Kendi başına başvuru yapıp düzgün yazılması halinde umut vaat eden buluşlarında ciddi hak kayıplarına uğrayıp ve durumu kurtarma yolları arayan birçok şahıs ve firma mevcuttur. Maalesef başlangıçta gerektiği gibi yazılmayan bir başvurunun daha sonra toparlanarak en baştan en doğru biçimde yazılmış gibi güçlü bir koruma kapsamıyla tescil olması zayıf bir olasılıktır.