Ulaşılması Arzulanan Sonuç

Türkiye’de geçerli bulunan 551 sayılı KHK Uygulama yönetmeliği Md. 9’a göre istemlerde buluş erişilmesi arzulanan bir sonuçla tanımlanamaz. Bunun anlamı örneğin bir istemin içerisinde içine “fotoğraf makinesi sensörü olup özelliği karanlıkta çok az ışıkla çok detaylı fotoğraf çekebilmesidir”, gibi bir şey yer almaması hususudur. Bunun aksine ulaşılan veya ulaşılmak istenen sonuca nasıl ulaşıldığı, o sonuçla ilişkili olarak ortaya çıkan teknik etkilerin nasıl üretildiği, yani o teknik etkileri üreten unsurlar istem konusu edilir. Örneğin üstteki örnekte karanlıkta daha iyi fotoğraf çekmeyi sağlayan özellik sensörün boyutu yani yüzey ölçümü olabilir veya birim yüzeye düşen piksel sayısı yani piksel yoğunluğu olabilir. O zaman istemde “özelliği piksel yoğunluğunun en az … olmasıdır”, şeklinde bir istem tasarlanmalıdır.

 

İstemlerde buluş erişilmesi arzulanan bir sonuçla tanımlanamaz. Söz konusu duruma dair mantıksal altyapı sunulacak olursa her zaman bir ürün istemi unsuru, yöntem istemi adımı, kullanım istemi özelliği, her ne olursa olsun genel ifadesi ile bir unsur (A) tanımlanmalıdır. Söz konusu A unsurunun mutlaka B şeklinde bir teknik etkisi vardır. İfade edilirse A unsuru/özelliği B teknik etkisini doğurur.

A–>B

A özelliğinin B teknik etkisi mutlaka bir teknik problemi çözecektir (C). Örneğin fotoğraf makinesinin karanlıkta iyi çekim yapmasını sağlayan özellik piksel yoğunluğudur. Burada teknik etki yani B karanlıkta iyi çekim yapmak olarak tanımlanabilir. Bunu sağlayan unsur veya özellik ise piksel yoğunluğu belirli bir özelliğe sahip olan sensörün kendisidir (A). Teknik etkinin yani B’nin çözdüğü teknik problem ise “Zayıf ışık koşullarında nasıl kaliteli bir çekim yapılabilir?” problemidir. İfade etmek gerekirse C problemini B teknik etkisine sahip A unsuru çözmektedir.

C(A–>B)

Bu noktadan hareketle ana isteme veya herhangi bir isteme B veya C ile ilintili bir ifade yerleştirmek ulaşılması arzulanan sonuca gönderme yapmak olacağından yasal bir ihlaldir. Ancak doğrudan A’nın ta kendisi atıf konusu yapılırsa (istemde tanımlanırsa) böyle bir sorun olmayacaktır.

Ulaşılması arzulanan sonuç son derece önemlidir. Bir önceki soruda verilen formülden hareketle B veya C buluş basamağı tartışmasında kullanılmaktadır.

C(A–>B)

C teknik problemini çözen B teknik etkisine sahip A unsurunun buluşsal adıma (buluş basamağı) sahip olduğu şu şekilde anlaşılabilir: C probleminin kombine edilen belgelerde yer almaması ve dolayısıyla buluşsal adım incelemesine konu istemin en yakın bilinen teknik referansına göre fazladan sahip olduğu unsurların (mesela A) kombine edilen belgede yer almasına karşın, bunlarla ilişkili teknik etki (B) veya teknik problem (C) tanımının söz konusu kombine edilen belgede mevcut olmamasından hareketle buluş basamağının varlığı teslim edilebilir.

 

551 sayılı KHK Uygulama yönetmeliği Md. 9’un ulaşılması arzulanan sonuçlarla ilgili Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) içerisinde doğrudan kardeş maddesi bulunmamaktadır. Ancak Avrupa Patent Ofisi’nin (EPO) iç uygulama kaynağı olan İnceleme kılavuzu (Guidelines for Examination) F-IV, 4.10 bir istemde ulaşılması arzulanan sonuçların yazılamayacağını ifade etmektedir. Buna karşın bu kılavuzun EPC karşısında bir ihtilaf halinde hukuki değeri bulunmadığı hatırlanmalıdır.

 

Bir istemde ulaşılması arzulanan sonuç neden tarif edilmemelidir sorusuna verilecek yanıt bir amaca ulaşmak için onlarca yol olabileceğinden hareketle bir teknik problemin de farklı teknik çözümler uygulanarak çözülebildiği gerçeğine işaret edecektir. Dolayısıyla çözümün sonuçlarını tanımlamak yerine çözüme ulaşmayı sağlayan unsurları ifadeye dökmek, yani çözüm yolunu tanımlamak gereklidir.

Bu amaca yönelik olarak aşağıdaki örnek incelenebilir:

İstem: A, B, C içeren X olup özelliği D içermesidir.

Yani istem A + B + C öğelerini ve ayırt edici özellik olarak da D öğesini içeriyor şeklinde formüle edilmiştir. Eğer D özelliği bir ilaçta midede hızlı çözülmeyi sağlama olarak tanımlanırsa istem şu şekilde revize edilebilir:

İstem: A, B, C içeren X olup özelliği X’in midede hızlı emilime uğramasıdır.

X maddesinin midede hızlı emilimi arzu edilen veya duruma göre arzu edilmeyen bir hal olabilir. Bazı durumlarda dozaj formu hızlı emilimi temin etmeye yönelik veya tam aksi yönde zamana yayılmış bir biçimde etki etmeye yönelik olarak gerekli görülebilir. Burada teknik ihtiyacın hukuki korumaya yönelik tanımı tartışması özelinde X’in midede hızlı emilime uğraması birden fazla biçimde sağlanabilir. Bir başka deyişle bunu sağlamanın birden fazla çözümü olmakla birlikte istemde çözüm yerine sadece genel amaç yazılmıştır.

Fikirlerin korunması zihninde yaratıcı bir düşünce beliren ve hatta bu düşüncenin ticari cazibesini görerek harekete geçmek isteyen kimselerde sıkça dile getirilen bir taleptir. Ancak modern patent kanunları (modern olmayan kanunlarla benzer biçimde) fikirlerin korunmasına müsaade etmemektedir.

Bu tartışma özellikle Avrupa Komisyonu’nda yazılım patentlerinin korunması/daha iyi korunması için lobi çalışmaları yapan büyük şirketlerle ilintili olarak kamuoyunun gündemine gelmiştir. Özellikle Amerika Birleşik Devletleri’nde serbestçe patent konusu yapılabilen geliştirmelerin Avrupa bölgesinde korunamaması ve aynı patent ailesine ait bir patent başvurusu ABD’de tescil edilirken bunun Avrupa’da mümkün olmaması yoğun tartışmalara neden olmuştur. Ne var ki bu tartışma yazılım patentlerinin tescilinin önünün açılması neticesine varmamıştır.

Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) kapsamında yazılımlar özel olarak korunamamakla birlikte özel istem formatları kullanılarak bu mümkün olmaktadır. Belirtmek gerekir ki fikir dizileri (düşünce akış şemaları) da arzu edilen amaçla paralellik arz eder; şöyle ki bir etken maddenin emilim süresinin ayarlanması için uygun proses adımları teknik olarak tanımlanmaz ise bu durum bir yazılımda akış şemasındaki temel adım tanımlamalarıyla veya bir akış diyagramının akış adımlarıyla kıyaslanabilir.

İstem: A, B, C içeren X olup özelliği X’in midede hızlı emilime uğramasıdır.

Söz konusu istemde tanımlanan ayırt edici unsurun patentlenmesi mümkün değildir zira bu durumda bu amaca hizmet eden teknik çözümlerin hepsi tescil kapsamına girecektir. Şurası unutulmamalıdır ki söz konusu amacı yerine getirecek birden fazla teknik yaklaşım mevcuttur. Resmi patent tescil otoritesi mevcut haliyle söz konusu istemi tescil ederse koruma kapsamının öz ve açık olmamasından ötürü mutlak sınırlara sahip bir koruma kapsamı elde edilemeyeceğinden tecavüz ve hükümsüzlük değerlendirmesi yapılamayacaktır. Özel olarak tecavüz konusu çevresindeki tartışma patent tescil otoriteleri ile doğrudan ilgili olmamakla birlikte tescil edilen metnin açık ve öz (üçüncü taraflara açık ve öz/anlaşılır ve sınırları öngörülebilir) bir koruma sağlamasını temin etmek görevleridir.

Üst sorular altında tartışma konusu durumun hukuki çaresi nasıl öngörülebilir?

İstem: A, B, C içeren X olup özelliği X’in midede hızlı emilime uğramasıdır.

Öncelikle söz konusu istemde tanımlanan ayırt edici unsurun patent başvurusu tarifnamesinde tanımlandığı haliyle çözüldüğü en az bir uygulama biçimi olmalıdır. Mutlaka mevcut teknik problemi çözen daha başka çözümler de geliştirilecektir veya zaten hali hazırda mevcuttur. Ancak böyle bir çözümü açık ve net ifadelerle koruma kapsamını teknik olarak tutarlı, sınırları anlaşılabilir teknik etkiler üreten temel unsurlar (fiziksel parçalar) ve yöntem adımlarıyla (kullanım biçimleri de olasıdır) ifade etmek başvuru sahibinin ödevidir.

Mevcut istemde örnek olmak üzere Valsartan etkin maddesinin emilimini regüle edecek bir dozaj formu tanımlanırsa hastaların plazma etkin madde değerlerindeki değişimin hızının az veya çok olması şeklinde tanımlanabilecek ulaşılması arzulanan amaç fiziksel ve açık ifadelerle ortaya konmuş olur.

Böylece söz konusu istemde yer alan EPO İnceleme Kılavuzu F-IV, 4.10 kısmında tanımlı kusur, yani hızlı çözülmenin nasıl gerçekleşeceği -hangi bileşik, madde sayesinde gerçekleştiği- açıklanabilir.

Ulaşılması arzulanan amaç ihtiva eden özellik inceleme konusu bir istemde ayırt edici özellik olarak sunulduysa tescil edilmenin önünde çözülmesi gereken bir problem olarak durduğu söylenmelidir. Ancak bazı durumlarda (aslında sanılandan çok daha fazla durumda) istemler ulaşılması arzu edilen amaç ihtiva ederek tescil edilirler.

Yukarıda açıklanan durum sadece Türkiye’de araştırma-inceleme olmaksızın tescil edilen faydalı modeller için geçerli olmayıp aynı zamanda örneğin Avrupa patent başvuruları için de geçerlidir.

Eğer problemli yani ulaşılması arzu edilen kısma sahip istemde bu kısım ister bilinen tekniğe ait veya ister ayırt edici kısımda olsun sorun yenilik analizi açısından çok ciddi olmayabilir. Bu kısımla ilgili ileriki sorular açıklayıcı olacaktır. Ancak eğer söz konusu analiz tecavüz açısından yapılıyorsa, her ne kadar patent verme otoriteleri özel olarak tecavüz konusunda yorum yapmaktan imtina etseler ve bu yorumları yerel Mahkemeler’e bıraksalar da, patent verme otoriteleri de olası olarak problemlere gebe bir tescilden kaçınmak isterler.

Aslında Avrupa Patent Sözleşmesi altında Md. 84 (açıklık) problemlerinin tescil sonrası itiraz konusu olmamasının altında yatan felsefe bu otoritelerin tescil sonrası tecavüz açısından değerlendirmeyi Mahkemeler’e bırakmalarıdır. Yani açıklık kusuruyla bile tescil edilmiş olsa bu artık örneğin EPO’nun (tescil otoritesi) problemi olmayıp yerel hukukun problemidir.

 

Tescil edilmiş bir istemde ister bilinen teknik veya ister ayırt edici kısımda yer alsın bir amacın zikredilmesi tehlikelidir zira bu durum bilinen teknik belgelerinin daha geniş bir yelpazeden seçilmesine sebebiyet verir.

Daha açık ifade etmek gerekirse aşağıdaki istemin yeniliğini tehlikeye düşürmek aynı istemde ulaşılması arzu edilen amaç ihtiva etmeyen bir isteme göre çok daha kolaydır.

İstem: A, B, C içeren X olup özelliği X’in midede hızlı emilime uğramasıdır.

Anlatılmak istenen şudur ki yenilik analizinde X’in midede hızlı emilime uğramasının yeni olma vasfı birden fazla çözüm tarafından, daha doğrusu bu birden fazla çözümü içeren ayrık yayın tarafından ortadan kaldırılabilir.

Yukarıdaki soru altında son paragraftan hareketle öncelikle Md. 84 yani açıklık/netlik gereği bir itiraz konusu değildir. İtiraz konuları Md. 100’dekilerle sınırlıdır.

 

Ulaşılması hedeflenen sonucu ifade eden bir istemde açıklık olmadığı besbelli ortada olmakla birlikte Avrupa Patent Sözleşmesi (EPC) Md. 84’te tanımlı açıklık kriteri Md. 100 itiraz gerekçeleri arasında sıralanmamaktadır.

Avrupa Patent Ofisi İnceleme Kılavuzu’na atıfla F-IV, 4.10 dikkate alınırsa: “Ulaşılması arzulanan sonuca atıf yapan bir istem sadece açıklık kriterini çiğnemekle kalmaz aynı zamanda buluşun esas özelliklerini de tam olarak tanımlamıyor demektir”. Avrupa Patent Ofisi İnceleme Kılavuzu F-IV, 4.10’un burada esas özelliklere atıf yapması ciddi önem arz etmektedir zira bu durum patent vekilini Md. 100(a) altında Md. 56’dan hareketle bir buluş basamağı noksanlığı argümanına taşıyabilir.

Avrupa mevzuatı üzerinden yorumlamak üzere ulaşılması arzu edilen sonuç ifadesini bir belgenin ana isteminden uzaklaştırmanın yolunun ancak buluş basamağından geçtiği söylenebilir. Peki ya mevzu bahis olan Türk mevzuatı altında bir faydalı model ise nasıl yorum yapılabilir?

KHK #551 faydalı modeller için buluş basamağı şartı koşmamaktadır (KHK 551, Md. 154). Md. 165’e göre faydalı modelin hükümsüzlük koşulları arasında patentler için EPC’de olduğu biçimde istemin açıklık taşıması (KHK #551, Md. 47) şartı da yoktur. Yani ulaşılması arzu edilen sonuç bir faydalı model belgesi isteminde yer alıyorsa onu hükümsüz hale getirmek için aynı durumdaki bir Avrupa patentine uygulanan yöntem çalışmayacaktır.

Buluş tüm esas özellikleriyle istemde tanımlanmadı ise ve buluşun esas bir özelliği olmasına rağmen ana istemde tanımsız bir unsur var ise bu unsur buluş basamağı incelemesinde dikkate alınmayabilir. Md. 84 altında açıklık arz etmeyen bir özellik olarak sadece bir teknik problemi tanımlayan ama teknik problemi çözmeyen bir unsurun buluş basamağına sahip olarak çözümü açıklık kriterine uygun biçimde tanımlaması beklenmemelidir.

Buluş basamağı aslen sadece teknik problem çözümüyle ilgilenen bir kavram olup burada durumun bir Md. 84 ihlalini aşıp Md. 56 ihlalini de kapsadığını ve bu nedenle EPC Md. 100(a) altında itiraza konu olabileceğini ispatlamaya çalışmak patent vekilinin sorumluluğu altına girer. Md. 84 ihlali tek başına bir itiraz gerekçesi değildir

Ulaşılması arzu edilen sonuç (F-IV, 4.10) normalde bir Md. 84 problemi olmasına rağmen tescil edilmiş patent sahibi mesela itiraz sırasında istem setini düzeltmek zorundadır çünkü tarifnamede istemde yer alması gerekirken almamış asli unsurlar yazılı ise bunların istemlerde yer alması resmi olarak talep konusudur. Patent sahibi itiraza cevaben ana istemini daraltarak patenti kurtarabilir.